RIFAT EMEKÇİ

RIFAT EMEKÇİ

GÖZLEM
[email protected]

3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ

03 Aralık 2021 - 09:00

Merhaba  yazmaya başlarken Engelli insanlarımıza destekleri nedeniyle Buca Doğan Medya Grup Başkanı Sayın Remzi Doğan beyefendiye ve değerli çalışma arkadaşlarına teşekkür etmek istiyorum. Toplumumuzun genelinde engelli insanlara ayrımcılık yapan, onları inciten insanlar olduğu gibi Remzi Bey ve ekibindeki güzel yürekli insanların varlığı biz engellilerin yaşama sevincini arttırmaktadır.
3 Aralık tarihi milyonlarca engelli için özel bir gün. 365 günde bir  böyle özel günlerde sorunlarımızın gündeme gelmesi ve hatırlanmamız biz engellileri mutlu etmektedir. Dileğimiz 365 gün çile çeken özel insanların her gün hatırlanması, onlar için hayatı kolaylaştıracak düzenlemelerin yapılarak engellilerin toplumsal yaşamın her alanında toplumun aktif bireyleri olarak yerini almasıdır.
Sizlere engelli bir kıza aşık olan Atmaca isimli bir Roman gencin aşk hikayesinden bahsetmek istiyorum.Atmaca Türk Edebiyatımıza önemli eserler kazandırmış yazar ve şairimiz merhum  Sabahattin Ali’nin Değirmen isimli hikayesinin kahramanı. Bir gün-karların erimeye başladığı mevsimde- bütün çergi(göçebe çadırı)-otuza yakın kadın,erkek ve çocuk, hayvanlarıyla birlikte bir köyün kenarındaki  değirmen yakınında çergilerler (çadır kurmak) Zamanla köylüler ile iyi iletişim kurarlar.İşleri çok iyidir.kadınlar taze söğütlerden yaptıkları sepetleri çevre köylerde satarak,  çok iyi klarnet çalan Atmaca’da arkadaşlarıyla birlikte çevre köylere düğünlere giderek geçimlerini sağlarlar. Değirmenci’nin güzel mi güzel bir kızı vardır.Küçük yaşta sağ kolunu değirmenin çarklarına kaptıran bu güzel kız sakattır.. Bu yüzden içine kapanık bir yaşam sürmektedir. Sözün kısası bizim yiğit delikanlımız Roman genci Atmacamız  değirmencinin sakat kızına aşık olur. Kıza duygularını açar ama güzel kızımız sakatlığı nedeniyle Atmaca’nın teklifine olumlu yanıt vermez. Her akşam Değirmenin bahçesinde,  çadırlarının önünde klarnetiyle yakınlarını eğlendiren Atmaca  değirmenci ile konuşarak  bir akşam herkesi değirmenin içinde toplayarak ahenk yapmaya karar verir. Herkesin neşeli bir şekilde Atmaca’nın klarnetinin sesiyle büyülendiği sırada Atmaca kendini değirmenin çarklarının içine atar ve Atmaca’da değirmencinin kızı gibi sağ kolonu kaybeder.
Atmaca sevgisini ağır bir şekilde ispat etmiştir.Sevgilisinin vücudunda olmayan bir şeyi kendiside taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atarak,gerçek sevgisini ispat etmiştir.
Engelli kişilere karşı Devletimizin en üst kademesinden, sokaktaki vatandaşa kadar sizlerden Roman genci Atmaca’nın yaptığı gibi kolunuzu,bacağınızı biz engelliler için feda edin demiyoruz ama biraz  empati yapmanızı –bir dakika olsun- kendinizi bizim yerimize koymanızı, farklılıklarımıza saygı duymanızı istiyoruz.
ÇOK ÜZGÜNÜZ, ÇOK KIRGINIZ. BİZ HAKKIMIZI SİZLERE HELAL ETMİYORUZ.
Değerli Devlet büyüklerimiz,değerli siyasetçilerimiz  siyasi rakiplerinizi eleştirirken “Topal Ördek” deyimini kullanmıştınız ya;  biz bu sözlerinizi unutmadık. Artık 3 Aralık Dünya Engelliler gününde üç beş engelliyi makamlarınıza çağırır, başlarını okşar, hediyeler verir ve onlarla resimler çektirerek  vicdanlarınızı rahatlatırsınız.
Lösemi hastası, SMA’lı, diyabet  hastası gibi birçok çaresiz hastalıktan dolayı yaşamsal sıkıntı yaşayan çocuklarımızın SGK tarafından karşılamayan ilaçları, en temel yaşam malzemeleri için çektiği acılarını; çocuklarını kurtarmak için gözyaşı döken ,yardım isteyen annelerimizin çağrılarını hiç duymadınız. Ülkemizde gerçekçi olmayan engelli sağlık  raporu sisteminiz ile birçok engellinin rapor oranları %40’ın altına düştü. Bu nedenle engelli sağlık raporu %40’ın altında olan insanlar engelli sayılmıyorlar, hiçbir haktan faydalanamıyorlar. Bu insanların seslerini duyuyor musunuz?
Değerli meslek elemanlarımız; Sosyal hizmet uzmanları, Psikolog, Fizyoterapist, Sosyolog, Özel Eğitimci, Çocuk Gelişim Uzmanı  dostlarımız, Hekimlerimiz, Değerli Bürokratlarımız, Akademisyenlerimiz yıllar önce Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından düzenlenen Özürlüler şuralarında sizlerin çabalarıyla umutlanmıştık. Yıllar sonra Engelliler Yasamızın hayata geçirilmesi ve yeni Bakanlık yapılanmalarında, kamu veya özel sektör kurum ve kuruluşlarda makam peşine düşüp bizleri, engelli STK’larımızı, işbirliği çabalarımızı  unuttunuz, bizleri yalnız bıraktınız.
Değerli Mühendislerimiz, Mimarlarımız, Şehir Plancılarımız,  yapmış olduğunuz konut projelerinde, çevre düzenlemelerinde, ulaşabilirlik,erişebilirlik düzenlemelerinde engellileri hiç düşünmediniz. Mesleki etik,insani tavır yerine ballı kazançları tercih ettiniz.
Değerli yerel yöneticilerimiz; Belediye Başkanlarımız değerli meclis üyelerimiz  kent yaşamında, kent içi düzenlemelerde, imara açılan yeni yerleşim yerlerinde, sosyal kültürel çalışmalarda. İmar uygulamalarında, bina yapı ruhsatlarında, daire ve dükkan oturma ruhsatlarında  biz engellileri hep yok saydınız.
Siyasi partilerimizin değerli Başkan ve yöneticileri genel ve yerel seçim zamanlarında partilerimizden aday adayı olacak engellilerden katılım ücreti almıyoruz, aday adayı olun sizleri listelerimize alalım diyerek engellileri kandırdınız. Sonuçlar açıklandığında  kendilerini yedek listelerde  bile göremeyen  engellilerin saf, temiz duygularını sömürdünüz. Engelli STK’larımızın önünden bile geçmeyen ,seçildikten sonra engellileri unutan kendinize yakın 2-3 kişiyi  600 Milletvekilinin bulunduğu TMMM’de Milletvekili yaptınız. Biliyor musunuz binlerce Belediye Başkanının olduğu Ülkemizde yalnızca bir engelli Belediye başkanımız var. Binlerce Belediye Meclis üyesinin bulunduğu Belediyelerimizde engelli meclis üyesi sayısı yalnızca 30 kişi. Genel Merkez, İl ve İlçe Parti yönetimlerinizde bile engellilere yeterince yer vermediniz.  Toplam Ülke nüfusumuz içinde yüzde on olan engellilere, siyasi temsilde yüzde on temsil hakkı vermediğiniz için vicdani rahatsızlık duymuyor musunuz?
Kamu ve Özel sektör kurumlarımız engellilere ayrılan kotaları doldurmayarak engellerli iş yaşamında mağdur ettiğinizin farkında mısınız?  Engelli insanları hep yardıma muhtaç, engelli maaşına, sosyal yardımlara bağımlı ve dört duvar arasında yaşayan insanlar olarak gördünüz; evden çalışma modelleri, korumalı işyeri, kendi işini kurması yönünde çalışmalar yapmadınız. Engelli insanların ekonomik bağımsızlığını kazanarak, toplumun üretken bireyleri olması yönünde çaba göstermediniz, mutlu musunuz?
Kamu ve Özel sektör işyerlerinde engelli çalıştırmak istemeyen işverenler, yöneticiler; aynı işyerinde engelli kişiler ile çalışmak istemeyen, engellinin başarısını çekemeyen çalışma arkadaşlarımız yıllarca hep bizleri ayrımcı tavırlarınız ve davranışlarınız ile dışladınız. Okulunda engelli öğrenci istemeyen Okul Müdürleri, sınıfında engelli öğrenci istemeyen Sınıf Öğretmenleri, engelli bireylere kötü davranışlar sergileyen Hekimlerimiz sizler bizlere yardımcı olmazsanız, bizlerin yaşamsal, zorlu süreçlerimizde yanımızda olmazsanız biz engelliler hayata nasıl tutunacağız?
Ve siz  Konfederasyonlarımızda, Federasyonlarımızda ve Engelli Derneklerimizde 10 yıl-15 yıl-20 yıl’dan beri koltuklarına yapışmış Engelli STK’larımızı geçim ve statü kapısı yapmış, engelli STK’larımızın iktisadi işletmelerinden, yerel, ulusal ve uluslar arası projelerden maddi ve manevi nemalanan, ballı kazançlar elde eden ,değerli Başkan ve Yönetim Kurulu üyeleri
kendinizi hep engellilerin patronu gibi gördünüz,aynı kaderi yaşadığınız engelli kardeşlerinize ihanet ettiniz Konfederasyonumuzda geçmiş yıllarda değerli Akademisyen ve Bakanlık Bürokratlarımızın desteği ile Engelli STK çalışmalarımıza kurumsal kimlik kazandırmak amacıyla yapmış olduğumuz stratejik plan çalışmalarımızı, eğitim çalışmalarımızı, kurumsal yayın organı, dergi çalışmalarımızı Engelli STK’larımızda hizmet ağımızı genişletmek, yurt genelinde tüm üye derneklerimize, federasyonlarımıza  kaynak sağlamak, Konfederasyonumuzun her konuda uzman desteği ile yedi bölgede  hizmet üretecek sadece dönemin Bakanının imzasına kalmış denetim projemizi yok saydınız. Bakanlığımızın desteği ile sahil kasabalarında, lüks otellerde yapılan eğitim ve farkındalık çalışmalarında bile konaklama  ücretlerinde ucuza anlaşıp projelere fazla yansıtarak, kişi sayısını da katılımcı sayısından fazla göstererek aradaki farklardan kendinize ve derneklerinize menfaatler sağladınız. Biz bu konuları yazılı ve sözlü olarak gündeme taşıdığımızda sessiz kaldınız. Bu haksızlıkları yapan, bu menfaat çarkı içinde olan, bu kişilerin hala daha engelli STK’larımızın yönetimlerinde olması düşündürücü değil mi? Bu çıkar odaklı tutum ve davranışlarınız; engelli STK’larımıza proje odaklı, sürdürülebilir, kalıcı katkılar sağlayacak üniversite mezunu, iyi eğitim almış, konusunda uzman, bilgili, birikimli, meslek sahibi  engelli arkadaşlarımızı sivil toplum örgütlerimizden uzaklaştırdı.
Bu yazımı yazarken Eskişehir merkez Tepebaşı ilçesi Sütlüce Mahallesinde SMA Tip-1 hastası Muzaffer Emin Kiraz’ın Annesi Emine Kiraz’ın intihar ederek yaşamına son verdiğini öğrenmenin üzüntüsünü yaşadım.
Ülkemizde yaşayan milyonlarca engelliyi yok sayan, engellilere çile çektiren anlayış sahiplerini kınıyorum. Milyonlarca engelli ve engelli ailesi yaşadıkları hak kayıpları nedeniyle kırgın ve üzgün. Engelli kardeşlerimin tepkileri ne olur  bilemiyorum ama; 
Ben Engellilere yönelik sivil toplum ve kurumsal çalışmalara, engelli hakları mücadelesine  ömrünün elli yılını adamış engelli bir kişi olarak sizlere hakkımı helal etmiyorum”
3 Aralık Dünya Engelliler gününde sağlıklı, mutlu güzel günler dileğimle aynı kaderi yaşadığım tüm kardeşlerime ve  Ailelerine sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Rifat EMEKÇİ
Engelli Hakları Savunucusu
                                                                                                                                    

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum