ALi LAPANTA ( Emekli Jandarma Korgeneral)

ALi LAPANTA ( Emekli Jandarma Korgeneral)

Önce Vatan
[email protected]

Verin Yetkiyi Görün Etkiyi

01 Aralık 2021 - 09:30

Partili sayın Cumhurbaşkanımız 2018 yilinda yapılan Cumhurbaşkanlığı hükumet sistemine geçiş seçimlerinde " verin kardeşinize yetkiyi faiz ve enflasyonla nasıl mucadele edileceğini görün " anlamına gelen ifadelerde bulunmuştu. 
Verdik yetkiyi gördük etkiyi. 2018,de dolar 6.tl.,altının gramı 217.tl.iken 23 Kasım 2021,de dolar 13 TL. (2 kat) Gram altın 720.tl (3.5 kat) yeni sisteme geçtikten sonra dolar ve altın fiyatları yaklaşık 3 kat artmıştır.

Ülkemizde halen çalışan kesim 20 milyon civarındadır. Acı olan taraf bu çalışanların  yüzde 40. Yani 8 milyona yakın kesimi asgari ücretle çalışmaktadır. Asgari ücret artık normal maaş haline gelmiş durumdadır. ( Avrupa ülkelerinde bu oran yuzde 3-5 seviyelerindedir.) Baska bir ifadeyle memurumuz yarısına açlık sınırının altında bir yasami reva görmekteyiz. Asgari ücret 2019.da  2030.tl.  2020.de  2324.tl, 2021.de ise 2845.tl dır. Dolar ve altın ayni dönemde 2 kat  civarında artarken asgari ücret 0.30 artış göstermiştir. Yani erimiştir. çalışan kesim devamlı fakirlesmiş ve alım gücü düşmüştür. 2021 yilinda ilan edilen 2845 TL lik asgari ücret dolar bazindaki karşılığı 385 $ iken.(23 Kasım itibarı ile 220 $. düşmüştür.) Avrupa ülkeleri arasında Arnavutluk ve Bulgaristan'ın önünde en son sıralarda yer almıştır.

 Avrupa ülkelerindeki asgari ucretleri incelediğimizde  Almanya da  asgari ucret 1584€, İspanya'da 1108€,Portekiz'de 776€, Bulgaristan'da 332€.dur. Bizi kıskanıyor denilen Almanya'da çalışanların sadece  yüzde 3.ü asgari ücretle çalışmaktadır ve bizdeki asgari ücretten 4 kat daha yüksektir. Daha net anlaşılması için bugün Almanya'da normal bir işçi Hans'in saat ücreti 12 €. Günlük 100 avro  iken bizdeki hasanın saat ücreti 12.5 TL ve yaklaşık 100.tl dir. Hans bu bir günlük ucretiyle ( 5.kg et,5.kg seker,5.kg un, 4 koli yumurta......... Vs alabiliyorken) iki haftalık gida ihtiyacını karsilayabilirken  hasan kazandığı 100.tl ile sadece bir.kg et veya 1.5 kg. Peynir alabilmektedir.(Almanyadaki gıda ürünlerinin çoğu  söylenenlerin aksine TL bazında dahi Turkiye'den  daha ucuz durumdadır.

. Örneğin 1 kg et Almanya'da 5-7 € civarındadır.) çalışan ve emeklinin gelirinin her gecen gün enflasyon karşısında eridiğini ve alım gücünün gun geçtikçe azalmasına bir örnekte 2017 yılında 5000 TL maaş  alan emekli veya çalışan bir vatandaşımızın Bugün itibari ile yıllık (  her yıl yuzde 12 zam aldığını farz edersek ) maaşı 7900.tl civarına çıkmıştır.  Çalışan  kardeşimiz  2017.de aldığı maaşla  910 $.  ( dolar kuru 5.28.tl) civarinda ücret alirken bugün 7900.tl ile 658.  $.( dolar kuru 12.tl)  civarında maaş almaktadır.   4 yılda çalışanın maaşı dolar karşısında her yıl değer kaybetmiştir. Çalışanlarımız her geçen yıla göre dahada fakirleşmekte,ve refah seviyesi düşmektedir. Diğer yandan dönemin Maliye Bakanı Ali Babacan bir TV kanalına  yaptığı açıklamada 2009 yılında tedavüle çıkan 200 TL.ile 123. Dolar alinabilirken bugün  2O dolar dahi alınamadığı  İfadesinde bulunmuştur. 

Okuyucuların bazıları her şeyi $ ile mukayese ettiğimi yadırgayıp,  eski bakanımızın dediği gibi dolarlamı  maaş alıyoruz diyebilir. Unutmayalımki dolara gelen en küçük zammın iğneden ipliğe her şeye yansıtmakta olduğunu hep beraber görmekteyiz. 
Gelinen noktada doların tarihi zirveler ulaşması ve dizginlenemeyen artışı karşısında yandaş basında; doların değer kazanması ile ihracatın ve ulkeye girecek dövizin artacağı, cari açık azalarak oluşacak fazlalıkla kurun tekrar düşeceği iddialarını görmekteyiz. Bu iddialar  çok gerçekçi olmayıp algıdan başka bir şey değildir. Çünkü ülkemizden ihrac edilen ürünlerin çoğunun hammaddesi ithal edilmektedir.ihracatımız artarken ithalatınızda artmaktadır.Doviz kullarından artışların dolayı aldığınız hammaddeyi tekrar eski fiyattan alamadığınız gibi  piyasalarındaki belirsizlikten dolayı  tedarik zincirindede sıkıntılar yaşanmaktadır. Devletin açıkladığı resmi rakamlara göre son 10 aylık ihracatımız  184 milyar $.iken  ayni dönemdeki ithalat
 213. milyar $. olmuştur. Bu rakamlarda iddia edilenlerin çok doğru olmadığının göstergesidir.
Ulkemizdeki doviz artışlarının (  TL.son bir ayda  dolar karşısında  ýuzde 35,  2021 başından günümüze kadar yuzde 60 seviyesinde değer  kaybetmiştir.) En büyük nedeni Cumhurbaşkanımızın ekonomiyle ilgili yaptığı yanlış açıklamalar ve müdahalelerdir.
 Bunların bazılarını sıralarsak; "Faiz sebeb enflasyon sonuçtur " soyleminde israr etmesi , ( bu soylemin ekonomi   dünyasında karşılığı bulunmamaktadır.) 

En son yaptığı " NAS varken sizlere ne oluyor" açıklaması, ( kuran'in değişmez hukumleri. Bakara suresindeki  riba( faiz) haramdır soylemi)
Bakanlar kurulu toplantısı sonrası yaptığı ekonomide rota değişikliğine gidildigi açıklaması ( düşük faiz yüksek kur aciklaması. aynı gunde $ kurunu 11.40 tan.13.50 ye çıkarmıştır.) Ozaman  şu soruyu sormak gerekmiyordu.? Mademki rota değiştirdiniz, dolar  kurunu 6.85 in altında tutmak için merkez bankasının 128 milyar dolarını niçin heba ettiniz.  Görüldüğü üzere Yapılan bu açıklamaların tamamı ülke ekonomisinde büyük belirsizliklere neden olmakta para politikasındaki yanlışlıkların ( faiz puanının 200 ardından 100 puan düşürülmesi vs..) dış dunyada belirsizliklere ve guven sıkıntısına neden olmaktadir.  Son bir haftada ülkemizin kur artışından kaynaklı  borcu 1 Tirilyon 920 milyar TL. Artmıştır. Bu vatandaşımızın üstüne  hatalı ekonomik politikaların sonucu yüklenen borçtur. Diger yandan Adalet  ve Ekonomi sistemine guvenin azaldığı bir ülkeye güven duyulmadığından istenilen yatırım ve doviz girdisi olmamaktadır. Dünya piyasalarında daha düne kadar ( 0) faiz uygulanırken  ulkemizdeki faiz oranlarının Ýüzde 19 larda olmasına rağmen yeterli borç bulunmamasının en büyük sebebi ülkemize olan güvendir..Dış güçler söylemleri gercekleri görmemede israr edenlerin bahanesidir. Elbette her ulke kendi çıkarlarını en üst seviyede tutmak için çalışır. Ülke yonetiminde bulunanların görevide
 kendi ülke çıkarlarınızı korumaktır. Bahane üretmek değildir..
,Merkez bankası başkanı bağımsız olması gerekirken mevsimlik olarak değiştirilmesini, talimatla faiz indirilirken bunu dış güçlermi yaptı. Damat Albayrak'ı ekonominin başına dış güçlermi geçirdi. Damat bakan olduğunda bu ülkenin borcu 970 milyar TL. Iken. Görevi bıraktığı ( affını istediği) 6 Kasım 2020.de 1 trilyon 890 milyar TL. Ye cikmıstir. üc yılda ekonominin geldigi nokta bu iken hangi dış güçlerden bahsedilmektedir.
Ekonominin bugünkü geldigi noktanın en büyük sebebinini bu ülkeyi  yönetenlerin yanlış ekonomi ve dış  politikaları ile ekonominin dinamiklerini riayet edilmemesinin sonucudur.
Sayın Cumhurbaskani bir hafta önce ulke ekonomisinin uçması ve iyiliğinden bahsederken 23 Kasım,da yaptığı konusmada
"Ulke olarak ekonomik Kurtuluş Savaşı  veriyoruz.milletimizin destegi ile bu ekonomik Kurtuluş savaşını kazanacağız " bunu söyleyen     20 yıldır ülkeyi yönetendir. Niye tedbir alınmamış hata kimdedir. Yonetimin görevi gerekli tedbirleri almak değilimdir. Ulkeyi yönetenlerin görevi hamaset söylemlerde bulunmak yerine sorunlara çare bulmak degilmidir ..?
Sonuc olarak ülkeyi yönetenlerin  ulke zenginliklerinden vatandaşlarımızın eşit pay alması ve refah seviyelerini yükseltilmesi için çalışması  gerekirken, vatandaşlarımızı çaresizliğe, yoksulluğa ve açlığa mahkum ettiklerini görmekteyiz.. 

Yaşanan ekonomik krizede kılıf bularak beka, Dış güçler, vatan ,millet,din söylemleri ile sadece hamaset nutukları atılmakta sorunlara çözüm bulma yerine vatandaşımıza sabır telkininde bulunulmaktadır. Çözüm  çok basittir. GUVEN ve İSTİKARAR' lı ( dün söylediğini bugün inkar etmeyeceksin,  kafan a göre merkez bankasını bsk. değirtirmeyeceksin, talimatla faiz indirmeyeceksin. Vb.) Ekonomi politikası uygulamaktan geçmektedir. An itibarı ile bu güven mümkün olmayıp bir an önce Erken secime gidilip ü lkeye nefes aldırılmalıdır.
Ayni şeyi (hataları) yapıp başka sonuç beklemek ve sorunlara çözüm bulunacağına inanmak aptalların işidir.
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum